Ankara’da
Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ)’nin içinde Atatürk Evi diye bir ev var. Selanik’te
bulunan Atatürk’ün doğduğu evin 1/1 aynısını yapmışlar.
O tarafa
yolum düşüp binayı gördükçe hep içini gezmeyi isterdim. Bir gün gezdim.
Ev üç
katlı. Giriş katında pek bir şey yok. Sanırım o dönemlerde odunluk, kömürlük
gibi müştemilat amaçlı kullanılmış. Üst katta ortada boydan boya bir sofa,
sofaya açılan üç oda, merdiven, merdivenin yanında daracık bir mutfak. Plan
olarak en üst katta hemen hemen aynı.
Atatürk'le
ilgili çeşitli eşyalar var. Eve sanki şu anda da kullanılıyor havası verilmiş.
Eşyalar o dönemin yaşam tarzını yansıtıyor.
Birkaç
yerde “Resim çekmek yasaktır” yazısı vardı. Ben vaziyeti çaktırmadan ilginç
bulduğum yerlerden bir-iki resim çektim. Dolaşa dolaşa en üst kata çıktım.
Birden ortalıkta kum gibi küçük öğrenciler kaynamaya başladı. Okul gezisine
gelmişler.
En üst
katta Kuzeydoğu kısmına bakan oda Atatürk’ün yatak odasıymış. O odada,
camekanın içinde sergilenen Atatürk’ün karnesini görünce ister istemez cep
telefonumla resmini çektim ki…
“Resim
çekmek yasakmış, siz neden çekiyorsunuz..?” dedi, tiz bir ses. 10 yaşlarında
bir kız çocuğu.
“Gık”
diyemedim, öyle utandım, öyle utandım. Yumruklar sıkılı, eller böğürde. Gözleri
çakmak çakmak. Bir şey söylesem üzerime atlayacak.
Süt dökmüş
kedi gibi o merdivenleri nasıl indim, kendimi nasıl dışarı attım anlatamam :)
Binanın
önündeki yolda 2 tane otobüs duruyordu. Önlerinde bayraklar, Zonguldak bilmem
ne İlköğretim Okulu yazan.
Arabama
atlayıp arkama bakmadan kaçtım.
Bahtın açık olsun küçük kız. Sizlerin duyarlılığı sayesinde bu ülke sonsuza dek yaşayacak..
Bahtın açık olsun küçük kız. Sizlerin duyarlılığı sayesinde bu ülke sonsuza dek yaşayacak..


0 yorum: "Atatürk'ün Karnesi"