©
Flickr.com/Adam Jones, Ph.D. - Global Photo Archive/cc-by-sa 3.0
Timur’un bedeni, taş lahdinin içinde yatmaktadır. İslam geleneği
ile başı Mekke’deki Kabe’ye yöneliktir. Orta Asya geleneğinde kutsal ölülerin
mezarlarına konulan atkuyruğunun burada da bulunduğu mozelenin onarımı
sırasında ortaya çıkarılmıştır.
Esas mezar
salonundaki tüm lahitler Sovyet antropolog Mikhail Gerasimov tarafından 1941’de
açılmıştır. Timur’un mezarı açılarak incelendiğinde bir yazıtla karşılaşır.
Şöyle denmektedir yazıtta: “Her kim ki benim mezarımı açacak olursa benden daha
beter bir düşman bulacak..!” Mezarların açılacağı duyulduğunda da Semerkant’ın
yaşlı bilgeleri, mezarların açılmamasını, kutsal ölülerin, özellikle Büyük
Timur’un bedeninin rahatsız edilmemesini istemişlerdir. Çünkü Timur’un
mezarının açılması, savaş ruhunu yenden harekete geçirecekti. Bu inanç, Mısır’da
Tutankamon’un mezarı açıldığında karşılaşılan ve mezarın açılması durumunda
ortaya çıkacağı belirtilen tehditleri içeren yazıtla aynı anlama geliyordu.
Görülüyor ki ölüm kültü, Tutankamon’dan üçbin yıl sonra Timur’un mezarı için de
geçerliydi ve evrensel bir niteliğe sahipti.
Buna rağmen
1941 haziranında bütün mezarlar açıldı. Efsaneyi doğrular biçimde iki gün sonra
bölge İkinci Dünya Savaşı etkisi altına girmişti. Semerkantlılar, savaşın
başlamasını Timur’un mezarının açılmasına bağlamışlardı.
Lahitlerden
çıkarılan kemikler Leningrad’da götürüldü ve incelendi. Timur gerçekten
aksaktı, çünkü bir ayağı diğerinden daha kısaydı. Uluğ Bey boynu vurularak
öldürülmüştü. Antropolog Gerasimov, kafataslarını inceleyerek tüm hanedanın
portrelerini yaptı. Beden kalıntıları tekrar yerlerine kondu.
Timur
(1336-1405)
Timur
tarihsel bir kişilik olarak oldukça yenidir, 600 yaşındadır fakat tarihin
üç-beş büyük cihangirinden biridir; adı Büyük İskender, Sezar
ve Cengiz ile birlikte anılır. Ankara Savaşı’nda batıda yeni yeşermeye başlayan
Osmanlı’yı yenmiş olması, sonuçta aynı kandan gelen iki hükümdarın savaşı olsa
da sonuçta tarihtir ve neden böyle olduğu konusunda tarihin yargılanmaması
gerekir. Sonuçta Timur, ana dili olarak Büyük Türkçenin Özbek kanadını
konuşmaktadır, Uygur yazısını kullanmaktadır ve şu şiir ona mal edilmiştir.
“Biz ki
Mülük-i Turan, Emir-i Türkistan’ız.
Biz ki Türk
oğlu Türk’üz;
Biz ki
milletlerin en kadîmî ve en ulusu,
Türk’ün
başbuğuyuz!"
Kaynak:
http://www.bilinmeyenturktarihi.com/
.
.


0 yorum: "Timur'un Mezarındaki Esrar"