Comments

18 Haziran 2015

Müthiş Makine: SİVRİSİNEK

İnsandan kanı sadece dişi sivrisinekler çeker. Sanıldığının aksine sivrisinekler kanla beslenmezler. Normalde sivrisinekler polenlerle beslenir. Dişi sivrisinek yumurtaları için gerekli minerali sadece insan kanından alıyor. Sivrisinekler yumurtlama döneminde yumurtaların protein ihtiyacını karşılamak için  kan emerler. Emilen kanı sindirmek 3-4 gün sürer. Daha sonra kan emme işlemi tekrarlanır. Bu döngü yumurtlama evresinin sonuna kadar sürer. Erkek sivrisinekler yaşamları boyunca hiç kan emmezler.


Sivrisinek avını kolay bulmasını sağlayan çok mükemmel mekanizmalara sahiptir. Sivrisineğin başının üst yanından iki anten çıkar. Bu antenler duyu hücrelerince zengin çok hassas algılayıcılardır. Gece yarısı zifiri karanlıkta bir odada da uyusanız, sivrisinek kolaylıkla sizi bulur.  Bütün vücudunuz yorganla örtülü olsa, ancak sadece eliniz açıkta kalsa, sivrisinek anında bu eli tespit eder ve kanı oradan emer. 

Bu mekanizmalar sıcaklık, gaz, nem ve bazı kimyasal maddelere karşı çok hassas olan algılayıcılardan oluşur. Bu çok hassas olan algılayıcılar sayesinde sivrisinek avının yerini en karanlık ortamlarda bile çok rahat bir şekilde bulur. Isıya ileri derecede hassas olan algılayıcıları kullanmak günümüz askeri teknolojinin de de çok sık kullanılan ve özellikle karanlık ortamlarda oldukça etkili olan bir yöntemdir. Sivrisineğin vücudunda ileri derecede hassas olan algılayıcılar vardır. 'Tarsi' adı verilen bu organ sivrisineğin ön ayaklarında bulunur ve sivrisinek için hayati önem taşıyan bir organdır. Bunlar vücuttan gelen ısı dalgalarını keşfettiklerinde sivrisinek adeta ona yöne doğru çekilir ve hiç yanılmadan hedefine ulaşır.   Bu ısı algılayıcıları sayesinde derinin altında kanın yoğun olduğu bölgeleri kolaylıkla bulur. Damarlar dokulardan daha sıcak olduğu için damarların  sıcaklığını çok kolay  şekilde algılayabilir. Bir doktorun ve ya hemşirenin bu sıcaklığı ayırt etme imkanı yoktur. Bir başka deyişle zifiri karanlıkta bir yatak odasına giren sivrisinek uyuyan kişinin açıktaki bedenini, hatta cilde yakın damarlarını gayet net biçimde algılar.

Sivrisineğin avını bulmasına yardımcı olan başka bir unsur ise karbondioksit gazıdır. İnsanların ve hayvanların nefesinde bulunan bu gaz sivrisinekler için oldukça çekicidir ve avını bulmasına yardım eden önemli bir etkendir. Karbondioksidin sivrisinekler üzerinde etkisini kanıtlamak için yapılan bir deneyde iki insan maketi birbirinden 2 metre uzağa konulmuştur. Daha sonrada bu maketlerin ağız kısmına yerleştirilmiş  bir mekanizmadan dışarıya nefes alıp verme hızıyla  karbondioksit verilmiştir. Bunun hemen ardından sivrisinekler maketlerin  başlarının etrafında dönmeye başlamışlardır. İşte bu yüzden sivrisinekler başın etrafında, diğer bölgelere oranla daha çok dönerler.

Isı, gaz, nem ve ya kimyasal salgı uyarılarından birini algılayan sivri sinek hemen avının yerine hiç şaşmayacak şekilde tespit eder. Günümüz teknolojisindeki radarlarda bile ufak da olsa bir sapma payı varken sivrisinek yüzde yüz isabetle avının yerini tespit eder. Kısaca sivrisinek ısı, gaz, nem ve koku dedektörleriyle yüklü bir savaş uçağı gibidir. Avını karanlıkta görmese bile hedefi yanılmadan bulabileceği sistemlerle donatılmıştır.  Yaklaşık avını 25 ile 30 metreden varlığını ve yerini tespit edebilir.

Sivrisinek avının üzerine o kadar yavaş konar ki çoğu zaman insan bunu hissetmez bile. Daha sonra ağız bölgesinde bulunan bir çift alet yardımıyla delmek için en uygun noktayı bulur. Bu aletlere ''Palpi" denir. Sivri sineğin kan emme tekniği ise akıllara durgunluk verecek kadar detaylı yapıların birlikte işlemesiyle oluşan kompleks bir sisteme bağlıdır.

İlk delme işlemi alt ve üst çene tarafından yapılır. Hortumun içinde bulunan 4 kesici bıçak deriyi derinlemesine keser. Sıcaklık, koku, tat ve dokunma duyu organları deri altındaki kılcal damarların sık olduğu yerleri tespit etmede önemli rol oynar. Bir kaç denemeden sonra sivri sinek damarı bulur.

Sivri sinek açtığı delikten içeri uzattığı tüp yardımıyla kanı emer. Bu tüp sayesinde küçük bir kan damarına girip kanı doğrudan buradan içebilir. Ya da deriyi kestiğinde çevrelerdeki dokularda biriken kanı emer.

Sivrisineğin hortumun içinde 6 parçadan  oluşan bir kesme mekanizması vardır. Bunlardan 4 tanesi kesici bıçaklardır ve son derece keskindir, deriyi kesmeye yarayan ince liflerdir. Bu bıçaklar deriyi keserken aynı zamanda dokuya tutunmasını da sağlar. Böylece sinek bu araçlardan güç alarak diğer parçaları avının derisine doğru iyice iter.

Diğer iki parça ise birleşerek içi boş bir hortum meydana getirir. Sivrisinek bu hortumu kestiği dokunun içine sokar. İğnesini canlının bedenine nüfuz ettirdikten sonra itinayla içerideki kan damarlarını arar.  Burada dikkati çeken nokta sivrisineğin iğnesini doku içinde çok rahat hareket ettirmesidir. Sinek damarlara ulaşmak için iğnesini istediği açıda büker ve hücrelerin arasında adeta sondaj yapar.  İğne iki paralel tüpten oluşur. Mikroskop altında incelendiğinde paralel tüplerden biri sineğin salgıladığı enzimleri aşağı doğru gönderirken diğer tüp kanı sivrisineğin kendisine doğru pompalar.

Sivrisineğin iğnesinin en önemli özelliği belirli bir derinlikte eğilebilmesidir. Bu muhteşem özelliği sayesinde iğne deri altında kolaylıkla hareket eder.  Böylece sivrisinek iğnesini damarca en zengin bölgeye ulaştırır. Hatta derinin yüzeyine paralel uzanabilecek bir hale bile gelebilir.  Damara ulaştıktan sonra iğneyi batırıp kan emmeye başlar. Sivrisineğin emiş gücü çok yüksektir. Bu nedenle kan müthiş bir akımla sineğin ağzına doğru ilerler. Kimi zaman bu yüksek vakum gücünden dolayı damarların içe doğru çöktüğü görülür.


Sivrisineğin Lokal Anestesi Yapan Salgısı

Savunma mekanizması olarak kimyasal salgı üreten canlılardan biri sivrisinektir. Sivrisinek bir insanı ısırdığı anda, insan vücudunda bulunan bir tür savunma sistemi devreye girer ve insan vücudundaki yara bölgesine, mikropların girmesini engellemek ve kanı durdurmak için gerekli olan savaşcı molekülleri  salgılamaya başlar.  Bu enzim kanın pıhtılaşmasını sağlar.  Kanda pıhtılaşma başlaması ise  sivrisineğin kan emişini imkansız hale getirecektir. Fakat sivri sinek bunu biliyormuşcasına hareket eder ve kesici bıçaklarının birinin içinde yaraya, pıhtılaşmayı engelleyen  bir salgı enjekte eder. Bu salgı anti coagulant (pıhtılaşma engelleyici) özellikte bir enzim içerir.  Böylece kandaki enzim etkisiz hale getirilir ve pıhtılaşma durur.  Dahası bu salgı sayesinde sivrisinek kurbanına  lokal anestesi (bölgesel uyuşturma)  yapar. Kestiği bölgeyi uyuşturur. Bu sayede canlı, derisinin kesildiğinin ve kanının emildiğinin farkına varmaz.  Deride alerjik reaksiyona, kaşınmaya neden olan işte bu salgıdır.  Bütün bu anlatılan saniyelerle ifade edebilecek bir zaman diliminde olup biterken, insan kendisini bir sivrisineğin soktuğunun bile farkına varmaz.

Bir dişi sivrisinek ortalama olarak bir seferde 2.8 miligram kan emer ve bu yaklaşık 2.5 dakika sürer. Emme işleminin tamamlanması ile kan, sindirim sisteminin ön kısmında bulunan emme pompaları sayesinde orta bağırsağa gönderilir. Karın kısmı sindirim sistemine kadar kanla dolar. Kanı sindirme işlemi ortalama 3-4 gün sürer, ondan sonra emme işlemi tekrarlanır.
Sivrisinek müthiş bir makinedir. Bu makineyi yaratan ise Allah’tır.
internetten


0 yorum: "Müthiş Makine: SİVRİSİNEK"