Comments

13 Mayıs 2015

Sahte Dosta Mektup

Özde neysem sözde de oyum ben.
Çok vefasızlık gördüm ama asla vefasızlık etmedim…
Çok cefa çeksem de kimseye çektirmedim…
Safsam som altın gibi safım, ama aptal değilim.

Övdüysem dostça sevgimden, beklediysem sabrımdandır…
Artık tutmayana uzanmaz asla elim…

Kaç kez gördüm görüp görmezden geldiğini…
Kaç kez mecburiyetten, yapmacıktan selam verdiğini…
Kalbini, yüzünü ve sözünü okurum da vurmam yüzüne; hoşgörümden.
Çünkü kırılsam da asla kırıcı olmak istemem…
Bundan sonra başkalarına ulaşmak için bahçemden geçmeye mecbur kalmayacaksın.
Yollar ayrıldı artık.
Bırak sular bildiği gibi aksın…

Bir umuttu bu arayış, bir şeyleri paylaşmak içindi…
Zaman geçti ve gösterdi ki; yanlış adrese gitmiş bütün mektuplar…
Anlaşıldı ki; ne sen benim sandığım gibisin, ne de ben senin sandığın gibi…

Öne sürülen bütün mazeretlerin kabul edilecek yanları vardır belki.
Ama suskunluğun ve gerçek olmadığı ayan beyan bilinenlerin ise asla…
Zaman geçerken kaldırır perdeyi;
Böylece ayırır insan gerçekle sahteyi…

Beklemek güzel şeydir, gelecekse beklenen.
Ama boşunadır gelmeyecek olanı beklemek.
Boşunadır yanlış adrese gönderilen bir mektuptan cevap beklemek.

Bekledim ve gördüm;

Ayrık otuna gül demişim;
Bir sürç-ü lisan olsa gerek…
Anladım ki hata etmişim;
İşlenir hata bilmeyerek…

Tavırlarıyla hak etmediğini gösterene övgü boşunadır.
Boşunadır paslı demire cila vurmak boşuna!..
Fidanlarımı yanlış toprağa ekmişim…
Boşuna umutlanmış, boşuna beklemişim…
Bilemedim ama öğrendim; “Çorak toprakta sümbül yetişmez.”
İstemezse kişi, istemediği ile yolu kesişmez…

Ben sana doğruyu göstermeye çalıştım, ama sen sadece parmağımı gördün…
Anladım ki ben yanılmışım…

Her şey ortada, hiçbir şey kayıp değil.
Kapanıyor sadece sahte siyah perde…
Artık boş ver, aldırma diyorum kendime;
Belki de herkes layık olduğu yerde…

Sonu geldi nihayet bu menzilsiz gidişin,
Tuluat sona erdi aklı geldi ibişin…
Adını buza yazdım, destanını küllere!!!
Buz eridi su oldu, kül karıştı sellere…

Alıntı


0 yorum: "Sahte Dosta Mektup"