Hz.Eyüp (Eyyüp) peygamberin sabır hikayesi, hastalığı, kıssası. Hz. Eyüp peygamber
nasıl hastalandı, nasıl iyileşti, hikayesi.
Kur’an-ı
Kerim’de sabır kahramanı olarak anlatılan, sabır denince hemen hatırlanan ve
ilahi dinlerin ortak atası olarak kabul edilen Hz. İbrahim’in (a.s) soyundan
gelen peygamber Hz. Eyüp’tür (a.s).
Hz.
Eyüp (a.s), Yüce Allah’ın kendisine çokça mal verdiği bir kimseydi. Malından
dolayı asla kibre kapılmadı ve serveti onu şımartmadı. Yüce Allah’a olan
kulluğundan ödün vermedi, peygamberlik görevini hakkıyla yapmaya çalıştı.
Yüce
Allah, Hz. Eyüp’ü (a.s) sabır göstermede ve kendisine teslimiyette bütün
insanlığa örnek göstermek istiyordu. Hz. Eyüp’ün (a.s) imtihanı oldukça
büyüktü. Yüce Allah, kendisine nasip ettiği çocukları ve sahip olduğu
toprakları kısaca ona verdiği bütün nimetleri ve zenginliği geri aldı. Hz. Eyüp
(a.s) elinden alınan bütün bu nimetlerden dolayı ne telaşlandı, ne de üzüntüye
kapıldı. Asla içinde bulunduğu durumdan dolayı şikâyetçi olmadı. Bunca
yaşananlar karşısında sabırlı olmaya devam etti. İnsanlar onun bu sabrına
şaşırdılar.
Hz.
Eyüp (a.s), sadece zenginliğini kaybetmedi. Ağır bir hastalığa da yakalandı ve
sonrasında yataktan kalkamaz ve iş yapamaz bir duruma geldi. Eşi böyle bir
durumda onu yalnız bırakmadı. Kocasına, hastalığından dolayı hiç bıkmadan ve
şefkatle hizmet etti.
Hastalığından
ve içinde bulunduğu zor durumdan dolayı Hz. Eyüp (a.s) ve hanımı insanlardan
uzak bir kulübeye yerleştiler. Sabırla ve şükürle hayatlarını orada devam
ettirdiler. Hz. Eyüp’ün (a.s) hastalığı kendisine büyük acılar vermekteydi.
Bulaşıcı bir hastalığı olduğundan akrabalarından, komşularından ve dostlarından
hiç kimse yanına uğramadı. Eşi, yaptığı el işlerini satarak geçimlerini
sağlıyordu.
Hz.
Eyüp’ün (a.s) hastalığı her geçen gün arttı ve şiddetlendi. Dili ve kalbi
dışında hastalığı bütün vücudunu kapladı. O, böyle bir durumda olduğu halde
bile hâlinden şikâyetçi olmadı. Hayrın ve şerrin Yüce Allah’tan olduğunu
düşünüyor, sabırlı olmaya çalışıyordu. Onun için Yüce Allah’ın rızasını
kazanmak her şeyden önemliydi.
Uzun
seneler böyle yaşayan Hz. Eyüp (a.s) sabırlı olmaya devam etti. Hastalığı
arttıkça sabrı daha da güçlendi. Şeytan, Hz. Eyüp’ün (a.s) yanına sık sık
gelip, onu Yüce Allah’a karşı isyana yönlendirmeye çalışıyordu. Hz. Eyüp (a.s),
şeytanın bu tür aldatmalarına karşı Yüce Allah’a sığındı. Kendisinin sabrını
artırmasını Yüce Allah’tan istedi. Yüce Allah, onun bu dileğini yerine getirdi.
Ona yeniden sabır ve tahammül gücü verdi.
Hz.
Eyüp (a.s), hastalığı nedeniyle Yüce Allah’a kulluk görevini yapamamanın
korkusu ve telaşıyla ellerini açıp şöyle dua etti: “…(Ey Rabb’im) başıma bir
dert geldi, (sana sığındım), sen merhamet edenlerin en merhametlisisin…”
(Enbiyâ suresi, 83. ayet)
Yüce
Allah onun bu duasını kabul etti, eski sağlığını ve zenginliğini tekrar
kendisine nasip etti. Bu güzel son Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmiştir:
“Bizden bir rahmet ve akıl sahipleri için de bir ders olsun diye, ona hem
ailesini hem de onlarla beraber bir benzerini (kaybettiklerini fazlasıyla)
verdik.” (Sâd suresi, 43. ayet)
Hz.
Eyüp (a.s), yaşadığı hastalık ve sıkıntılardan dolayı sabırlı olması ve Yüce
Allah’a olan kulluğundan ödün vermemesi Kur’an’da şu ayetle övülmüştür:”…
Gerçekten biz Eyüp’ü sabırlı bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah’a
yönelirdi.” (Sâd suresi, 44. ayet)
.
0 yorum: "Hz. Eyüp Sabır Hikâyesi"